Online Bağış

Kurban 2012: Avrupa Yetim-Der Kenya'da

28-11-2012, 10:02

Avrupa Yetim-Der Kurban 2012 kampanyası çerçevesinde Kenya'ya giden ve binlerce Afrikalı'ya yardım dağıtan ekibin içinde yer alan yardım gönüllümüz Murat Korkutata'nın gözüyle Afrikalı müslümanlar ve yapılan yardımlar:

Uluslararasi Yardım Kuruluşları İHO-Ebrar ve Avrupa Yedim-Der, bu yıl Kurban Bayramı vesilesiyle Türkiye'nin yanı sıra Kenya, Arakan, Eritriye ve Uganda'da onbinlerce aileye kurban eti ve nakdi yardımda bulundu.

Kısa bir süre önce Avrupa Yetim-Der'i temsilen gittiği Kenya'dan dönen Murat Korkutata, iki hafta kadar süren yardım ziyaretinin çok verimli geçtiğinin altını çizdi.

İsviçre'de tanıştıkları Ogadenli Muhacirlerin Kenya, Uganda ve Eritriye'deki tanıdıkları aracılığıyla gerçekleştirdikleri yardımların sorunsuz yerine ulaştırmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Korkutata, 22.10.2012 tarihinde Kenya'nın Nairobi şehrine indiklerini, oradan karayoluyla Somali sınırına yakın Dadaap Kampına gittiklerini ifade etti. Ugadenli Müslümanların kendilerine yaptığı yardıma değinen Korkutata, "Öncelikle gerek burada, gerekse de Kenya'daki arkadaşlara teşekkür ediyorum. Düzenli bir ekip çalışması ile önceden kurbanları ayarlamış. Biz Dadaap Kampına vardığımızda kesilecek kurbanlarımızı orda hazır bulduk" dedi.

Dünyanın En Büyük Kampı: Dadaap
Dadaap kampının dünyanın en büyük mülteci kampı olduğu bilgisini aktaran Korkutata, "Orda yaklaşık 650 bin civarında mülteci yaşamaktadır. Orada yaşayan insanlara kurban etlerini adil bir şekilde dağıtabilmemiz için kurbanlarımızı haliyle değişik noktalarda kesmemiz istendi, tabii bizde bunu uygun bulduk. Bu şekilde kurbanlarımız taksim edildi. Bayram sabahı, sabah namazı ile birlikte yola koyulduk hep beraber bayram namazını kıldık. Değişik noktalarda kurbanlarımızı kesmeye başladık. Kurban sahiplerinin isimlerini okuyarak kurbanlarımızı tekbirlerle kesmeye başladık. Oradaki yardımcı kuruluşların elemanlarının yardımlarıyla çok kısa sürede kurbanlar kesildi ve halka dağıtılmak üzere hazırlandı ve bu şekilde binlerce Müslüman'a et yardımında bulunduk" diye konuştu.

Temiz Kalpli Berrak İnsanlar Zor Şartlarda Okuyorlar
Oradaki halkın çok fakir olduğuna dikkat çeken Korkutata, Kurban etinin yanı sıra maddi yardımda da bulundukları söyledi. Maddi yardımın Dadaap Kampına yakın Garisa şehrinde yapıldığını anlatan Korkutata, "Garisa'da mağdur insanlara bilhassa yetimlerin, sakat öğrencilerin ve kimsesiz olan öğrencelerin okuduğu bir okulu ziyaret ettik. Bu okulda İslami eğitim verilmekteydi. Tefsir, fıkıh, siyer ve Arapça derlerinin yanında İngilizce eğitim de veriliyordu. Ama okulun harabeden farkı yoktu. Okulun yapısı sıralar bizi dehşete düşürdü. O temiz kalpli berrak insanlar zor şartlarda okuyorlardı. Bayramdan bir gün önce Arefe günü o kardeşlerimize parasal yardımda bulunduk. Yetim ve kimsesiz kardeşlerimize bayram harçlığı olabilecek miktarda yardımda bulunduk. Harabe haldeki okulun ihtiyaçlarının giderilmesi için okul yönetimine Avrupa Yetim Der ve IHO-Ebrar adına para yardımında bulunduk" dedi.

Bineksiz Yolculuk
Yaşam şartlarının özellikle ulaşımın tahminlerinin çok üstünde zor olduğuna değinen Korkutata, "Garisa şehri ile Dadaap Kampı arasında insanlar çok zor şartlarda yol alıyorlar. İnsanların bineksiz kat etmeleri zor olan yolda karşılaştığımız insanlardan kimi deve çobanlığı yapıyor, kimi yolculuk yapıyor" diye konuştu.

Su, Altın Değerinde
Korkutata, suyun Afrikalı Müslümanlar için önemine değinerek, yanlarında götürdükleri suları görüştükleri insanlara ikram ettiklerinde, kendilerine altın verilmişçesine sevindiklerini belirterek, şöyle devam etti: "İnsanlar çocuk büyük demeden su almak için kilometrelerce yol alıyorlar. Suyun ne kadar kıymetli olduğunu orda daha iyi anladık. Müslümanlar için su o kadar kıymetli ki sadece içmek için değil, ibadet, abdest, namaz için en gerekli ihtiyaçlardan biridir ve biz Afrika'da bunu gördük ve bununla birlikte o insanların bütün zorluklara rağmen İslamı ne kadar güzel yaşadıklarını gördük. Orada dört yaşındaki bir çocuk dahi hicaplı... Büyük küçük demeden bayanlar ya çarşaflı ya da tam tesettürlü durumdalar. Bu iffet abidesi insanların güzelliğini, kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Onlar bir Bilal-i Habeş (ra) gibi, gerçekten sadakat iffet abidesi temiz insanlardır."

Bizler Manevi Olarak Onlardan İstifade Ettik
Afrikalı Müslümanların maddi ihtiyaçları olsa da, kendilerinden manevi olarak çok istifade ettiklerini belirten Korkutata, "En zor şartlarda Allah'a olan bağlılığın nasıl olacağını nasıl fedakârlık gösterilmesi gerektiğinin en güzel örneğini onlardan gördük. En sıkıntılı anlarımızda onlardan gördüğümüz fedakârlığı sizinle paylaşmak istiyorum. Bayram günü değişik noktalara kurban kesimi için araçlarla gittiğimizde ve işlerimizin yoğun olduğu bir zamanda aracımız çamura saplandı. Bütün uğraşlarımıza rağmen çıkaramadık. Oradan geçen Somalili kardeşlerimiz üzerlerinde bulunan bayramlık elbiseleri ile belki tek elbiseleriydi o şekilde hiç tereddüt etmeden çamurun içine girip aracımızı çamurdan kurtardılar. Biz de bu insanlara hizmet için buraya gelmenin mutluluğu içinde binlerce insana yardımda bulunduk."

Çok Acil İhtiyaçları Var
Son olarak hayırsever Türkiye halkına seslenmek istediği belirten Korkutata, "Somali'de zor şartlar altında bir yaşam gördük. Sizin aracılığıyla bütün zor şartları değerli yardımsever halkımıza iletmek istiyorum. Onların çok acil ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçlardan biride eğitim alanında. Eğitim kurumları bütün olumsuzluklara rağmen çok fazla olması sevindirici bir durum. Ama Kur'an Kursları veya medreseler derme çatma yapılarda veya çok enteresan yapılarda zorunlu olarak hizmet veriyor. Kumların üzerine çalılardan yapılmış eğitim yerleri gördük. İçine girdiğimizde her tarafın kum olduğunu ve öğrencilerin kumların üzerinde oturarak eğitim gördüklerin şahit olduk. Kağıt, kalem ile yazıp öğrenme veya sıralarda oturma gibi bir lüksleri yok. Kağıt yerine kendi hazırladıkları tahtalar üzerinde eğitimlerini görüyorlar. Kalem yerinede ıslatmış oldukları kömürleri kullanıyorlar. Yazdıkları tahtayı ıslak bezle silerek bir sonraki derse geçiyorlar. Bu kıt imkanlara tefsir, meal, siyer, fıkıh, Arapça ve İngilizce eğitim görüyorlar. Çöl sıcağında ve kıt imkanlarla bu yerlerden hafızlar yetiştiğini öğreniyoruz. Talebeler de kilometrelerce uzakta bulunan kuyulardan veya su depolarından su getirerek abdest ihtiyaçlarını giderebiliyorlar" dedi.